8 Haziran 2015 Pazartesi

Gezginlerin gözünden İstanbul

Avrupalı gezginler, 1800’lü yıllarda İstanbul’a sık sık gelmiş, dönüşte de defterlerine şu notu düşmüşler: “Müslüman mezarlıkları, insanda hoş ve huzurlu bir dalgınlık yaratıyor.” İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde 17 Ekim’e kadar sergilenecek üstteki kare o fotoğraflardan biri.

Yukarıdaki fotoğraf, 1894 yılında Eyüp Mezarlığı’nda çekilmiş. O yıllarda İstanbul’a sıkça gelen Batılı gezginlerden birinin gözünden yansıyan kare, Haliç manzarasına, Piyer Loti tepesine ve mezarlıkların atmosferine dair nadir karelerden biri olsa gerek. Fotoğrafın kenarına iliştirilen not ise şöyle: “Haliç manzarasıyla özellikle Eyüp başta olmak üzere, Türk mezarlıkları, gezginler tarafından çok pitoresk (TDK: Resimsi) bulunuyordu. Hıristiyan mezarlıklarına kıyasla, servi ağaçlarının gölgesindeki Müslüman mezarlıkların insanda hoş ve huzurlu bir dalgınlık yarattığı Avrupalı gezginlerce tekrarlanıp durdu.” Fotoğrafın şimdiki sahibi, Osmanlı dönemi fotoğrafları ve efemera konusunda dünyanın sayılı koleksiyonerlerinden biri olan Fransız Pierre de Gigord. Bizi de oldukça etkileyen kareyi, birkaç ay önce Amerika’daki bir okuldan satın aldığını söyleyen Gigord, bir okulun arşivinde neden böyle bir kare bulunduğunu şöyle açıklıyor: “Çünkü Amerika’daki okullarda Doğu ile ilgili bilgi verilirken bu ve benzeri fotoğraflar kullanılıyor…”

Pierre Gigord ile Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün 2 Haziran’da açılan “Doğu’nun Merkezine Seyahat” adlı yeni sergisinde tanıştık. Sergide Gigord’un koleksiyonunun önemli bir kısmı sergileniyor ve gezginlerin 18. yüzyılda başlayan ve sonraki yüzyılda dönüşerek devam eden, Doğu topraklarına yolculuklarının İstanbul merkezli öyküsü anlatılıyor. Ekrem Işın ve Catherine Pinguet eş küratörlüğünde gerçekleşen sergi, kitle turizmi ve seyahat kültürünün 1850-1950 yılları arasındaki değişimine odaklanıyor. Fotoğraf, kartpostal, afiş, ilan, broşür, yemek mönüleri ve objelerin bulunduğu 160 parça civarında eserin yer aldığı sergi, Osmanlı’nın son dönem ve Türkiye Cumhuriyeti’nin erken dönem manzaralarını sunuyor.

“Doğu’ya Seyahat” kavramının on dokuzuncu yüzyılda Avrupa’da ortaya çıktığını belirten Ekrem Işın, “18. yüzyıl sonundan 19. yüzyıl ortalarına kadar Doğu coğrafyası, arkeolog, dilbilimci, mimar, coğrafyacı, botanikçi ve din adamları tarafından bir odak noktası halindeydi. Bilginin kaynağına uygarlığın köklerini keşfederek ulaşmayı hedefleyen bu seyahatlerin insanları özgürleştirdiği söylemi oldukça yaygındı.” diyor. Bu seyahatler ile 1850’li yıllara kadar sürdürülen keşif eksenli araştırmacı dilin, Kırım Savaşı sonrasında yerini seyyah gruplarının Doğu kültürünü tüketici diline bıraktığını belirten Işın, seyahat yapan kişinin bilgi toplayıcı ve yorumlayıcı seyyah tipi değil, gizemli coğrafyaları hızla yağmalayan turist tipine dönüştüğünü anlatıyor. 17 Ekim’e kadar açık kalacak olan sergi, pazar günleri hariç hafta içi her gün saat 10.00-19.00 arasında görülebilir. (www.iae.org.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder