15 Haziran 2015 Pazartesi

Aşk-ı Ney ile başlayalım evvela...

Tasavvuf müziğinin genç isimlerinden Serkan Kamacı'nın ilk albümü ‘Aşk-ı Ney' yayınlandı. Tasavvuf müziği albümlerini kıyasıya eleştiren Kamacı'nın çalışmasının ilginç olduğu kadar meraklısını peşine düşürecek bir özelliği var.

Neyzen Serkan Kamacı'yı üç yıl önce ‘Zuhurat' grubuyla tanımıştık. 2009 yılında udi Bekir Şahin Baloğlu ile bu müzik grubunu kurmuş ve kısa sürede hatırı sayılır bir dinleyici kitlesine ulaşmışlardı. Onları yine konserlerde birlikte görüyoruz, fakat bireysel olarak da müzik yolculuklarına devam ediyorlar. Serkan Kamacı'nın ilk albümü ‘Aşk-ı Ney' (Mega Müzik) bu yolculuğun ilk göz ağrısı. Albümün ilginç olduğu kadar meraklısını peşine düşürecek bir özelliği var. Aşk-ı Ney, Asrı'ya Niyaz, Vuslat, Feryat, Figan, Ayrılık, Naz, Leyletü'l Arus, Haykırış, Sema, Bişnev ve Bab-ı Cennet adlı 12 eserin yer aldığı albüm baştan sona doğaçlama. Yani Serkan Kamacı, on beş günde bir Mega Müzik'in sahibi Ethem Zeytinkaya'nın Unkapanı'ndaki kayıt stüdyosuna gidip, o gün kalbine ne zuhur ettiyse üfleyip üfleyip kaydetmiş. Birdenbire, o an içinden gelenleri enstrümanıyla anlatıyor dinleyenlere sanatçı.

Serkan Kamacı, Haliç Üniversitesi Konservatuarı Türk Musikisi bölümünden mezun. Neye ilgisi çocukluğunu geçirdiği Gaziantep'e uzanıyor. Kamacı, konservatuar öğrenimi sırasında ve öncesinde neyzen Ömer Erdoğdular'ın ilk öğrencilerinden eczacı Mustafa Büyükipekçi'nin talebesi olur. 8-9 yıl her gün derslerine devam eder. Daha sonra günümüzün en önemli üstadlarından neyzen Niyazi Sayın'dan 5 yıl ders alır. Ayrıca Sadreddin Özçimi, kudümzen, neyzen ve hanende Timuçin Çevikoğlu'ndan etkilenir. Konservatuardaki hocalarının da ondaki yeri ayrı. Alaeddin Yavaşça, Mutlu Torun, Timuçin Çevikoğlu, Şehnaz Uğurel, Çetin Körükçü, Yalçın Çetinkaya bu isimlerden birkaçı.

Serkan Kamacı, ilgisi, sevgisi, yıllardır süren çabaları ve hocalarının katkısıyla ilk albümü “Aşk-ı Ney”i sunmanın sevincini yaşıyor. Fakat albümün ortaya çıkmasının asıl hikâyesi farklı. Onu da kendisinden dinleyelim: “Bu albüm, ezelde ve ebedde, her demde elini tutmakla şereflendiğim, nefesi ve nazarı her an üzerimde olan, gönlümün sultanı Mahmud Nedim Aysoy (K.s) er-Rifai efendime muhabbetimden bir katredir. 12 yaşımda tanıştım kendisiyle. Çok sevdiğim bir Allah dostu, gönül insanıdır. Bu albümü de onu sevindirmek ve mutlu etmek için yaptım. Rabb'im kalbime öyle vehmetti.”

Albüm, Asrı'ya Niyaz taksimi ile başlıyor, Naz ile bitiyor. Asrı'ya Niyaz, Mahmud Nedim Aysoy (K.s) er-Rifai'nin nutk-u şeriflerde kullandığı mahlas. Kamacı, büyüğünün nutk-u şeriflerinden ‘Bikes Kaldım', ‘Âşık Oldum', ‘Kalbe Misal' gibi ilahiler de bestelemiş, Asrı'ya Niyaz taksiminde ise hocasına halini anlatmaya, kendisini takdim etmeye gayret ettiğini ifade ediyor. Aşk-ı Ney eserinde Peygamber Efendimiz'e muhabbet duyan ve neyi seven herkese selamlarını gönderiyor. Çünkü ‘Aşk-ı Ney' demek, alemlere rahmet olarak yaratılan Peygamber Efendimiz demek… Bab-ı Cennet'te, Cennetin kapısı açılırken duyulan sadayı gönlünde tahayyül edilen haliyle yorumluyor sanatçı. Bizden bu kadar, diğer eserlerin esrarını keşfetmek tasavvuf müziği sevenlere kalsın…

Albümlerin yüzde 90'ının tasavvuf müziğiyle ilgisi yok

Serkan Kamacı: “Bugün tasavvuf müziği adı altında çıkan albümlerin yüzde 90'ının tasavvuf müziğiyle ilgisi yok. Toplumun gerçek tasavvuf musikisini idrak seviyesi yok denecek kadar az. İyi ile kötü ayırt edilemiyor. Dolayısıyla eline iki bendir alıp zikir yapanı görünce ‘aa bu çok güzel' deyip tasavvuf müziği zannediyorlar. Halbuki tasavvuf müziği deyince derin bir şeyden bahsediyoruz. Tevşihler, şuhuller, Mevlevi ayinleri var. Tevşihle ya da Mevlevi ayini ile yapılmış kaç CD var? Bir elin beş parmağını geçmez. Ama bir bendir, bir zikir, altyapı olarak bir klavye koyuyorlar. Al sana tasavvuf müziği diyorlar. Böyle piyasada yüz bin tane CD bulabilirsiniz. Oysa yılda 5-10 tane doğru dürüst tasavvuf müziği albümü çıkar.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder