18 Mayıs 2015 Pazartesi

Tüketen insanın halleri

Pera Müzesi 10. yılında önemli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Turner ödüllü İngiliz sanatçı Grayson Perry’nin halı, seramik ve baskı çalışmalarının yer aldığı “Küçük Farklılıklar” sergisi tüketim, kimlik ve inançla ilgili konuları yeniden düşündürecek bir etkiye sahip.

Geçtiğimiz hafta ortasında Pera Müzesi’nin 10. yılı sebebiyle iki yeni sergi açıldı. Biri, efsanevi portre fotoğrafçısı Cecil Beaton’un “Portreler” sergisi. Marilyn Monroe, Audrey Hepburn, Salvador Dali, Pablo Picasso, Jean Paul Sartre, Albert Camus gibi isimlerin yanında çekildiği döneme damga vurmuş siyasilerin ve kraliyet ailesinin mensuplarının fotoğraflarının da bulunduğu bir sergi bu. Fakat bizim bugün üstünde duracağımız konu, müzenin 4. ve 5. katlarında izleyicisini bekleyen “Küçük Farklılıklar” sergisi. Linsey Young’ın küratörlüğünde gerçekleşen, Turner ödüllü Grayson Perry’nin, çağını okuyan, yorumlayan, onu çok boyutlu ele alıp eleştirilerini her yönüyle sunan bu sergisinin, ilgi alanları ne olursa olsun her türden izleyiciye söyleyecek çok şeyi var.

Günümüz dünyasını bir düşünelim. Nelerden muzdaribiz? Baktığımız her yeri, dağı, taşı, toprağı, hatta denizi ve gökyüzünü bile işgal eden, bizi bir tür boyunduruk altında tutan kapitalizm? Her yerde reklam panoları, bizi tüketen, daha çok tüketen bireyler olmaya, etiket ve markaların diliyle konuşmaya, iletişim kurmaya iten ve belki bu yönde büyüleyen bir dünyada değil miyiz artık? Dünyanın her yerinde durum bundan ibaret. Perry’nin en önemli işlerinden biri bu düzeni anlattığı 2009 yılına ait “Walthamstow Halısı”. Manzarayı biraz netleştirmek için bu büyük halının içine girelim. İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen sürede onun kanıyla beslenen bir şeytan figürü var bu halıda. Neşe ve eğlence içinde geçen çocukluktan itibaren insan hayatının nasıl markalarla kuşatıldığını gösteren Perry, söz gelimi “Starbucks”ı bir kilise, “Mercedes”i ise bir yarasa olarak ele almış.

Sergideki eserler halı, seramik ve baskılardan oluşuyor. Perry’nin ifadesiyle onun üç anahtar teması “sınıf ve tüketimcilik, din ve inançla ilgili fikirler ve kimlik” serginin çatısı. Eserlere biraz uzaktan bakınca kafa kurcalıyor, yakınlaşıp her detayın üstünde durdukça da, İngiltere’de üretilen bu işlerin aslında burada da çok büyük bir karşılığı olduğunu fark ediyorsunuz.

Toplumsal meselelerin ele alındığı işlerden en çarpıcısı da 2005 yılına ait “Bir Politikacı İçin Baskı” haritası. Grayson Perry bu işinde, ideolojilerin, inançların ya da tanımlama biçimlerinin insanları nasıl da bir çatışmanın içinde tuttuğunu anlatıyor. Ateistler, liberaller, Sünniler, hümanistler, Batıcılar, anarşistler, orta sınıf, çocuksuz aileler, hayvan hakları savunucuları gibi aklınıza gelebilecek her türlü ifade ya da ‘etiket’, bu insanlık savaşının bir parçası, tarafı olarak boy gösteriyor. Diğer yandan Perry bir de “Gerçekler ve İnançlar Haritası” çıkarmış. Hac fikrinden esinlenerek, merkeze ölüm sonrası hayata ait kelimeleri almış sanatçı ve etrafına, hac mekânı olarak görülen dini, seküler ve tarihi yerleri konumlandırmış. Hızlıca değinmek gerekirse Mekke, Roma, Las Vegas, Silikon Vadisi, Hollywood onlardan sadece birkaçı…

Diğer çalışmalardan da bahsedecek olursak; örneğin Perry’nin çocukluğundaki oyuncak ayısı “Alan Measles” dönüşüp baskıcı bir diktatör halini almış. Altı halıdan oluşan “Küçük Farklılıkların Kibri” serisinde Tim Rakewell’in hayat yolculuğu orta sınıf ile üst sınıf çatışmasının gölgesinde ilerliyor. Bütün bunları ve Perry’nin kişisel haritaları dahil birçok eserini 26 Temmuz’a kadar Pera Müzesi’nde görebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder