7 Ağustos 2014 Perşembe

İstanbul’u ‘turist’ gibi gezmeyin!

İstanbul sevdalısı yazar Haldun Hürel, İstanbul'u nasıl gezeceğini, gezmeye nereden başlayacağını soranlara bir kitapla cevap verdi. İstanbul Nasıl Gezilir? adlı kitap, tarihî yarımadadan başlayarak Galata'yı, Eyüp'ü, Üsküdar'ı, Adalar'ı, Beyoğlu'nu, kısacası tüm İstanbul'u bir uçtan diğer uca bir plan dâhilinde gezmek isteyenler için güzel bir seçenek.İstanbul'da yaşayan ve şehre yolu düşen herkesin aklına takılan en önemli soru, gezmeye nereden başlanacağı olur. Genellikle de standart güzergâhlar dışına pek çıkılmaz. Topkapı Sarayı, Sultanahmet, Ayasofya, Eyüpsultan derken İstanbul bitti zannederiz. Hâlbuki Bizans'a ve Osmanlı'ya yüzyıllarca başkentlik yapan İstanbul, bu kadar değil. İstanbul âşığı Haldun Hürel, “İstanbul'u nasıl gezerim?” sorusuna bir hayli maruz kalmış olacak ki, bir kitapla çıkageldi. Hürel, Kapı Yayınları'ndan çıkan ‘İstanbul Nasıl Gezilir?' adlı kitapta, okuru İstanbul'da uzun bir yolculuğa davet ediyor. Hürel, İstanbul'u gezmeye niyet edenlerin sıkça sorduğu bir başka soru üzerine bina etmiş kitabını: ‘Nereden başlamalıyım?'Hürel, önceden bir güzergâh tespiti yapmanın doğru bir yaklaşım olacağını söylüyor. İstanbul'u rotalara ve etaplara ayırmadan önce tercihi ‘gezgin'e bırakmayı, sonra da doğru olanı hatırlatmayı da ihmal etmiyor: “Tabii ki Galata bölgesinden başlayıp ertesi gün Üsküdar tarafına geçmek, sonra bir Boğaziçi vapuruna atlayıp değişik iskelelerde inerek o semtleri dolaşmak, bir başka gün aniden kendini Balat'ta, Fener'de, Eyüp'te, Aksaray'da bulmak bir tercih meselesidir. Ama bu aşamada yine de derim ki, bilinçli bir şekilde ve sevgi dolu bir yürekle dolaşmak, ‘amatör' gezginliğin ‘profesyonel' tarafıdır.”Hürel, ‘sağlıklı' ve ‘keyifli' bir İstanbul gezisi için başlangıç olarak okuru eski ve yorgun İstanbul sokaklarını yani tarihî yarımadayı seçmiş. Buradaki ilk geziyi ise on altı etapta tamamlıyor. Yazar, tarihî yarımadaya Eminönü Meydanı'ndan giriyor. Oradan Tahtakale çarşısının sokaklarına, Sirkeci'ye, Gülhane'ye ve Sultanahmet'e uzanıyor: “İşte İstanbul!” Hürel, neden böyle dediğini ise şöyle açıklıyor: “Eski asırlarda her ne kadar başşehrin tamamına İstanbul denilse de gerçek İstanbul ‘payitaht' olan yarımada, yani günümüzde Roma surları içinde kalan Fatih ilçesiydi. Galata, Eyüp ve Üsküdar, şehrin diğer yönetim bölgeleri sayılırdı, bunların kadıları ayrıydı. Hatta çocukluğumuzda bu bölgelerden birinde ikamet etmişsek, babalarımız ‘Hanım, öğle üzeri beni bir İstanbul'a ineyim' dediğinde biraz şaşardık bu söze. Fakat doğrusu bu… İstanbul ‘Yarımada' idi!” Kitapta ilk tur tarihî yarımada'nın ardından, Vefa'dan Molla Fenari'ye, Edirnekapı'dan Fındıkzade'ye uzanan seyahat İstanbul'un tarihî kapıları ile sona eriyor. Bu hacimli ilk bölüm, 320 sayfalık kitabın neredeyse yarısı.Kitap, bundan sonra surların dışına taşıyor ve Eyüp'e uzanıyor. Eyüpsultan Camii ve çevresini gezdikten sonra da yönünü denizin orta yerindeki İstanbul ilçesi Adalar'a çeviriyor. Kınalıada, Burgaz, Büyükada ve Sedef adasını turlayıp Galata'ya geçiyor. Hürel, Beyoğlu civarının iki ayrı etapta gezilmesini salık vererek, önce Tünel'den Karaköy'e uzanıyor, ikinci etapta da sağlı sollu İstiklal Caddesi'ni gezdiriyor okura.Kıyı kıyı Rumeli yakasıİstanbul gezisi dört etaplık Rumeli kıyısı ile devam ediyor. İlk olarak Karaköy-Azapkapı güzergâhını tavsiye eden Hürel, ardından Karaköy'den Beşiktaş'a, oradan Emirgan'a uğrayıp son olarak da İstinye'den Boğaziçi'nin son noktası Rumelikavağı'na gidiyor. Hürel, Asya kıtasında yapılacak gezi güzergâhını beş etaba ayırmış: Kadıköyü-Pendik, Kadıköyü-Üsküdar, Büyük ve Küçük Çamlıca-Bulgurlu-Dudullu, Üsküdar-Çengelköy ve Vaniköy-Beykoz. Hürel kitabını Suriçi'nin dışında kalan yerler ve İstanbul'un 54 seyir terası ile sona erdiriyor. Hürel'in “İstanbul Kültürü” serisinin altıncı kitabı olan İstanbul Nasıl Gezilir?, salt gezi güzergâhı sunmuyor okura. Hürel, okurunu belirlediği bu güzergâhlarda semt semt, mahalle mahalle, sokak sokak gezdiriyor. Camiler, külliyeler, hanlar, hamamlar, çeşmeler, dergâhlar, kemerler, türbeler, sebiller, hazireler, kiliseler hakkında bilgi vermeyi ihmal etmiyor. Hürel, sokaklarda gezerken sadece tarihî binaları tanıtmakla yetinmiyor elbette. Bu eserleri meydana getiren koskoca gelenek ve kültür hakkında doyurucu bilgiler de sunuyor. Her bölgeye, mevkie göre püf noktaları da veren Hürel'in kitapta yaptığı bu minik İstanbul seyahatine fotoğraflar da eşlik ediyor. Okura da bir güzergâh belirleyip kitap eşliğinde İstanbul turuna çıkmak kalıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder