9 Ekim 2014 Perşembe

Altın Portakal, sancılı başlıyor

Altın Portakal Film Festivali’nin 51. yılı sansür tartışmalarının gölgesinde başlıyor. Sansüre uğrayan ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ filminin de yer aldığı 13 belgeselin festivalden çekilmesiyle dün Ulusal Belgesel Yarışması iptal edildi.Altın Portakal Film Festivali, 51. yılına sansür krizinin gölgesinde giriyor. O kadar ki, yarın başlayacak festivalin program akışı bile henüz açıklanmadı. Oysaki festival, uzun süre sonra ilk kez ulusal ve uluslararası yarışma bölümündeki seçkisiyle heyecan uyandırmıştı.HER ŞEY UMUTLA BAŞLAMIŞTIKeşke sinema dünyası, festivalde yarışacak filmlere ya da Antalya’ya gelecek yabancı konuklara odaklansaydı. Fakat yaşanan sansür krizi, bütün bunları gölgede bıraktı. Aslında her şey 100. yıla yaraşır başlamıştı. Ödül heykelciği ufak dokunuşlarla yenilendi, Al Pacino gibi dünyaca ünlü oyuncular festivale davet edildi, yeniden ‘uluslararası’ olma hedefi konuldu. Hatta ilk basın toplantısı, Lumiere Kardeşler imzalı, sinema tarihini başlatan filmin bu topraklardaki ilk gösteriminin yapıldığı Yıldız Sarayı’nda gerçekleştirildi... 51. yılında ‘Gelenekten geleceğe’ sloganıyla yola çıkan Altın Portakal’ın geçmişindeki ‘sansür geleneğini’ 2014’lere taşıyacağı kimsenin aklına gelmemişti!Elif Dağdeviren, Alin Taşçıyan, Hülya Uçansu ve Zeynep Özbatur Atakan’dan oluşan festival komitesinin de katıldığı basın toplantısında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e o kritik soru soruldu: “İyi bir Gezi filmi festivale başvurursa yarışabilecek mi?” Türel’in cevabı netti: “Yarışmaya kıstas, engel koyamayız. Film festivalimiz herkese açık. Siyasi filmler olacaktır. Biz filmleri herhangi bir siyasi yapıya sahip diye Altın Portakal’da yarışmaktan men edemeyiz.”TCK’YA GÖRE FİLM SEÇMEKNe yazık ki olaylar başkanın sözlü teminatına göre gelişmedi. Gezi olaylarını konu alan, Reyan Tuvi’nin yönettiği ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ adlı belgesel, ön jüri tarafından yarışmaya seçilmesine rağmen festival yönetimi tarafından Ulusal Belgesel Yarışması’ndan çıkarıldı. Üstelik bu uygulama Berke Baş, Ayşe Çetinbaş ve Seray Genç’ten oluşan ön jürinin açıklamasıyla ortaya çıktı. Festival yönetimi, söz konusu filmin yarışmaya alınmamasına gerekçe olarak Türk Ceza Kanunu’nun 125. (kişilere hakaret) ve 299. (Cumhurbaşkanına hakaret) maddelerini gösteriyordu. Sinema dünyası şaşkınlık içindeydi zira işin içinde, hepsi birbirinden tecrübeli ve adlarını sansürle yan yana anamayacağınız festival komitesi üyeleri vardı.Festival komitesi cevaben, meselenin Gezi ile ilgisi olmadığını, festivalde başka ‘Gezi filmleri’ de olduğunu açıkladı. Ancak yine de TCK’nın ilgili maddelerine dayandırılarak sansür kararını savundu. Bu açıklamaya ilk tepki Sinema Yazarları Derneği’nden (SİYAD) geldi. Derneğe üye 75 sinema yazarı bir bildiri yayımlayarak olayın sansür olduğu ve festival yönetiminin söz konusu belgeseli yönetmenin kurguladığı haliyle yarışmaya geri alması gerektiği vurgulandı. Festivalin yarışmalı bölümlerinde görev alan 10 jüri üyesi de yaşananları ‘vahim’ olarak nitelendirdi. Festival yönetimi ise geri adım atmak yerine Reyan Tuvi üzerinde baskı kurarak festivalin akıbetini ve sorumluluğunu yönetmenin omuzlarına bıraktı. Tuvi de ‘festivalin yapılması’ için İngilizce altyazıdaki bir kelimeyi çıkarmayı kabul etti.BELGESELCİLER ÇEKİLDİ, YARIŞMA İPTAL!‘Kriz çözüldü’ derken, festival komitesinin bu uzlaşmayı duyururken kullandığı ifadeler sinema dünyasını hareketlendirdi. Filmin ‘yeni versiyonuyla’ başvuru yaptığı ve yarışmaya öyle kabul edildiğini açıklayan yönetim, hatasını kabul etmeyen ve sansürü savunmaya devam eden açıklamasıyla krizi yeniden alevlendirdi. Tepkiler artınca da en başta yapması gerekeni sonda yaparak hatasını kabul etti ve uzlaşma çağrısı yaptı. Fakat sansür kararından dolayı yine özür dilenmediği için önce Ulusal Belgesel Yarışması jüri başkanı Can Candan istifa etti, ardından da ulusal ve uluslararası uzun metraj dahil, festivalin yarışmalı bölümlerinde görev alan 11 jüri üyesinin istifası geldi. 40’a yakın sinema yazarının ve birçok sinema platformunun festivale katılmayacağını açıklamasının ardından Reyan Tuvi’nin de aralarında olduğu Ulusal Belgesel Yarışması’ndaki 13 yönetmen, filmlerini festivalden çekti. Festival de çareyi yarışmayı iptal etmekte buldu. Kutluğ Ataman hariç, Ulusal Uzun Metraj Yarışması’nda yer alan filmlerin yapımcı ve yönetmenleri ise bir açıklama yaparak festivale katılacaklarını açıkladı. Festival yönetiminin sansür uyguladığı belirtilen açıklamada, festivale katılarak ve seslerini duyurarak sansürle mücadele edileceği ifade edildi.Sonuç olarak, festivalin can damarı olan ulusal uzun metraj yarışması, yapımcı ve yönetmenlerin bu açıklamasıyla ‘direkten döndü’. Fakat festival yönetiminin sansür kararı ve devamındaki anlamsız inadı yüzünden Türk sinemasının 100. yılında Altın Portakal, büyük bir yara aldı.Ulusal Uzun Metraj YarışmasıBalık / Derviş ZaimÇekmeköy Underground / Ayşim Türkmen KeskinFakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku /Çiğdem VitrinelGuruldayan Kalpler / Ömer Uğurİtirazım Var / Onur Ünlüİyi Biri /Ayhan SonyürekKlama Dayika Min – Annemin Şarkısı / Erol MintaşKumun Tadı / Melisa ÖnelKuzu / Kutluğ AtamanNeden Tarkovski Olamıyorum / Murat DüzgünoğluOflu Hoca’yı Aramak – O.H.A. /Osman Levent SoyarslanSivas / Kaan MüjdeciUluslararası Uzun Metraj YarışmasıMahkeme (Chaitanya Tamhane)Michael Jackson Anıtı (Darko Lungulov)Beyaz Tanrı (Kornél Mundruczó)Test (Alexandr Kott)Çekingen (Marienne Tardieu)Turist (Ruben Östlund)Macondo (Sudabeh Mortezai)Villa Touma (Suha Arraf)Dağdaki Tabut (Xin Yukun)Her Şeye Rağmen (Maciej Pieprzyca)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder