7 Mart 2015 Cumartesi

St. Petersburg’da Hilmi Yavuz şiiri

DEVLET ÜNİVERSİTESİNDE ŞİİR ŞÖLENİ

Turgenyev, Mendeleev, Brullov, Stravinsky gibi isimleri mezun etmiş St. Petersburg Devlet Üniversitesi’nin o gerçekten müstesna salonunda güneşin ışıkları bir kuzey gününü henüz tam manâsıyla bir şölene dönüştürmemişken şiirin güneşi, Hilmi Yavuz için toplanan kalabalığın yüzlerini aydınlatıyordu. Üniversitenin Şarkiyat Fakültesi’nin 160., Türkoloji Bölümü’nünse 180. yılı kutlamaları münasebetiyle Türk-Rus Vakfı ile ortaklaşa düzenlenen toplantıya Hilmi Yavuz, Aydın Afacan ve Ercan Yılmaz konuşmacı olarak katıldı. Programı izleyenler arasında ünlü Türkologlar Viktor Grigorevic Gusev ve Apollinariya Avrutina ve Türk-Rus Vakfı Genel Sekreteri Ali Ertuğrul Türkeli de yer aldı.

Modern Türk şiirinin usta ismi Hilmi Yavuz adına düzenlenen ve Türk Filolojisi Bölüm Başkanı Prof. Nikolay N.Telitsin’in yönettiği panelde ilk olarak Ercan Yılmaz konuştu. Hilmi Yavuz’un, Divân şiirinin rahle-i tedrisinden geçen, Şeyh Gâlib gibi ‘tarz-ı selefe takaddüm eden’ ve ‘yeni bir lügat tekellüm eden’ bir şair olduğunun altını çizdi. Sadece Doğu’nun şiir geleneğini değil, Batı şiir geleneğini de ‘temellük’ etmeyi sahih olmanın başat şartı sayan Yavuz’un yol açıcı özelliğini vurgulayan Yılmaz, şairin Cumhuriyet sonrası Türk şiirinin mükemmellik standardı olduğunu anlattı. Varoluşunun şiir yazmakla meşrulaştığına inanan ve yeryüzünde şairane konaklayan Yavuz’u, T.S.Eliot’ın ‘Bilgelik ve şiirsel söyleyiş gibi iki erdem bir kişide bir araya geldi mi, o zaman büyük ozanla karşı karşıya bulunuyoruz demektir.’ cümlesinden hareketle ‘bilgelikle şiirsel söyleyiş’i bir araya getiren büyük bir şair olarak nitelendirdi.

Şair Aydın Afacan ise ‘Hilmi Yavuz’un Şiirine Mito-Poetik Bir Bakış’ başlıklı konuşmasında Hilmi Yavuz’u kendi mitolojisini kuran ender şairlerden biri olarak değerlendirdi. Yavuz’la St. Petersburg arasındaki benzerliğe Apollonik ve Dionysostik bağlamda dikkat çeken Afacan, şairin eserlerini Eşrefoğlu’dan Orpheus’a kadar geniş bir mitos evreni bağlamında anlattı. Mitolojinin dili ile Yavuz’un şiir dili arasındaki ortaklığa vurgu yapan Afacan, metaforlar üzerinden bir okuma gerçekleştirirken ‘ne zaman bir suya eğilip baksam/orda suyun hayâlini görürüm’ mısralarını mırıldanıyordum ben de.

Etkinlik kapsamında Nadir Sarıbacak, tek kişilik oyunu Yeraltından Notlar’ı Dostoyevski Müzesi’nde oynadı.

“SAHİH ŞİİRİN PEŞİNDEYİM”

Hilmi Yavuz, poetikasını anlattığı konuşmasına ‘St. Petersburg’da bir flaneur gibi hissediyorum kendimi, bakışlarımla estetize ediyorum bu şehri’ diyerek başladı. Şiirinin Doğu ile Batı medeniyetinin kesiştiği yerde konumlandığını söyleyerek şiir ile medeniyet arasındaki ilişkiye vurgu yapan şair, ‘sahih’ bir şiirin peşinde olduğunu, ne yaptığını bilen bir şair kimliğini önemsediğini, şiirin dil meselesi olduğuna ilişkin düşüncelerini, şairliğin zanaatkârlık yönünün göz ardı edilmemesi gerektiğini, şiir-ahenk ilişkisini poetikasının merkezinde konumlandırarak sıraladı. Retoriğe karşı lirik şiirin öne çıkarıldığı konuşmada Divan şiirinden dünya şiirinin ustalarına kadar geniş bir coğrafyada gezinen Yavuz, şiir tarihine ve Rus edebiyatına dair kuşatıcı ve kışkırtıcı tespitlerle salondakileri kâh şaşırttı kâh düşünceye sevk etti. Niokolay N. Telitsin’in Hilmi Yavuz’un Petersburglu şair Anna Ahmatova’dan tercüme ettiği bir şiiri Rusça okuması ve Yavuz’un ona Türkçe mukâbele etmesi de programın sürpriziydi. Kendi şiirlerini seslendirdikten sonra Türk ve Rus akademisyenlerin ve öğrencilerin sorularını cevaplayan Yavuz’un kitaplarını imzalamasıyla program sona erdi.

Nazım Hikmet’in Gâlib Dede’den tercüme ederek okuduğu ‘Bir şu’lesi var ki şem-i cânın/ Fanûsuna sığmaz âsmânın’ mısralarını defalarca dinleyen Mayakovski “Bizim ulaşmak için çırpınıp durduğumuz şiir idealine meğer sizin eski şairleriniz çoktan ermişler.” demekten kendini alamamıştı. Tarih tekerrürden ibarettir; Hilmi Yavuz’un kendi şiirlerini okumasından sonra benzer cümleleri işitmek ayrı bir bahtiyarlıktı. Ve gün sonunda hepimizin fark ettiği şuydu: ‘bize doğunun büyük şiiri kaldı.’

]]>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder