20 Şubat 2016 Cumartesi

Politik nedenler, Doğu ve Batı sanatını birbirinden ayırıyor

ZERO'nun kurucularından Heinz Mack, 85. yaşını ve sanatta 60 yılını SSM'de bugün açılan “Mack: Sadece Işık ve Renk” sergisiyle kutluyor. Sanatçı, kendine hep şu soruyu sormuş: “Doğu sanatı, bütün dünyada Batı sanatı kadar ne zaman tanınacak?”

Sakıp Sabancı Müzesi'nde, Eylül 2015'te açılan “ZERO: Geleceğe Geri Sayım” sergisinin devamı diyebileceğimiz “Mack: Sadece Işık ve Renk” sergisi bugün aynı mekanda açılıyor. Alman modernizminin öncülerinden Heinz Mack'ın 1950'lerden 2015'e kadar yaptığı resim, heykel ve kinetik eserlerinden 120 seçki, beş ay boyunca SSM'de görülebilecek.

Sakıp Sabancı Müzesi'nde dün yapılan basın toplantısına (soldan-sağa) serginin küratörü Royal Academy of Arts Londra eski Sergiler Direktörü ve sanat tarihçisi Sir Norman Rosenthal, Heinz mack, S. Ü. Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer ve Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu katıldı.

Sergi, ZERO'nun devamı, çünkü Mack, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ‘bir umut' diye ortaya çıkan ve etkisi on yıl devam eden bu sanat akımının, Otto Piene ve Günther Uecker ile birlikte kurucusu. Mack, geçen yıl müzenin terasına yerleştirilen altın renkli 9 sütundan oluşan “Dokuz Sütun Üzerindeki Gökyüzü-The Sky Over Nine Columns” eseriyle aklımızda yer etmişti. Land art (arazi sanatı) alanında, 1960'tan beri ürettiği bu ve benzeri eserler, yeni serginin merkezinde yer alıyor. Müzenin ortasına çöl kumlarıyla yapılan iki yerleştirme, Mack'ın Sahra Çölü'ne diktiği heykellerin bir uzantısı. Farklı malzemelerden yaptığı anıtsal heykeller, ışık objeleri, rotorlar, rölyefler ve “Kromatik Takımyıldızlar” adını verdiği büyük boyutlu tablolar da diğer çalışmaları.

İSLAM SANATLARINI YAKINDAN TAKİP EDİYOR

Heinz Mack, İslam sanatlarını yakından takip ediyor. 1960'larda Sahra Çölü'ne, Kuzey Kutbu'na keşif gezileri yapmış. Mezar taşlarımızı hatırlatan taş heykelleri, kubbe formlu mermerleri ve Avrupa'da son yıllarda ilgi gösterilen ‘İslam sanatlarının geometrisi'ni anımsatan çalışmaları var. S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer de sanatçının Düsseldorf'taki atölyesine bir ay önce yaptıkları ziyareti anlatırken bu konuya dikkat çekiyor: “Mack, sanat yaşamında Doğu ve Batı kültürlerinin peşinde koştu. Aralarındaki ilişkiyi, birbirlerinden nasıl beslendiklerini eserlerinde dile getirdi. Öğrencilik yıllarında yaptığı eserlerde bile; özellikle eski Doğu kültürünün Batı sanatına etkilerine rastladık. Sergimizde onlara yer verdik. Terasımızdaki 9 sütunu Doğu ve Batı kültürlerinin buluştuğu yerlerde sergileyebilmek için yaptığını söylemişti bana. 2014'te Venedik Bienali'nde sergilendi, şimdi bizde.”

Türkiye, ZERO ile birkaç ay önce tanıştı. Heinz Mack sergisiyle biraz daha yakınlaştı. Çünkü karşımızda, kendisine hep “Doğu sanatı, bütün dünyada Batı sanatı kadar ne zaman tanınacak?' diye soran bir sanatçı var.

Heinz Mack: “Doğu sanatı, bütün dünyada

Batı sanatı kadar ne zaman tanınacak?”

“ZERO akımı, sanat dünyasında yeniden gündeme geldi. New York'taki ZERO sergisini 200 binden fazla kişi gezdi. Hollanda'daki sergiyi 282 bin ziyaretçi etti. Berlin'deki sergiyi ise 60 bin kişi gördü. Bütün dünyadaki ZERO sergilerini aşağı yukarı 700 bin kişinin gördüğünü söyleyebilirim. Berlin'deki sergiye Doğu ile Batı arasındaki geçiş adını verdim ben. Bütün sanat anlayışım bu sergide dile getirilmiştir. Dünya sanatının Doğu kısmını bu sergide belgelemek istemiştim. SSM'deki sergi, bu açıdan harika bir yanıt oldu. Kendime hep şu soruyu sordum: Doğu sanatı, bütün dünyada acaba Batı sanatı kadar ne zaman tanınacak? İki kültürün birbiriyle karşılaşması çok önemli ama ne yazık ki, -büyük bir terbiyesizlik olduğunun da altını çizerek söylüyorum- politik nedenler, coğrafi sınırlar bu sanatları birbirinden ayırıyor. Ben hiçbir zaman coğrafi sınırlarla ilgilenmedim. Eserlerimi, olağanüstü kültüre sahip bu ülkede göstermekten dolayı gurur duyuyorum.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder