3 Mart 2014 Pazartesi

Zeki Demirkubuz, Erden Kıral ve İsmail Güneş’e destek yok

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü bünyesindeki Sinema Destekleme Kurulu, 2014'ün ilk destekleme kararlarını önceki gün açıkladı.18-19-20 Şubat tarihlerinde toplanan kurul, toplamda 7 milyon 260 bin TL destek açıkladı. Kurul toplantısında, 15 uzun metrajlı film yapım projesine 5 milyon 360 bin TL, ilk filmini gerçekleştirecek 7 yönetmenin projesine ise 1 milyon 900 bin TL destek sağlandı. En yüksek destek, 510 bin TL ile Liman Film ve Nadir Öperli'nin yapımcı olduğu ‘Kadir ve Kardeşleri' adlı projeye verildi. Türk sinemasının 100'üncü yılına denk gelen ilk kurul kararında ise ‘sürpriz' bir sonuç dikkat çekti. Gezi olaylarındaki muhalif duruşu ve yaptığı sert açıklamalarla hatırlanan sinemamızın usta yönetmeni Zeki Demirkubuz'un son filmi ‘Kor', Kültür Bakanlığı'ndan destek alamadı. Demirkubuz, Destekleme Kurulu toplanmadan iki gün önce, 16 Şubat'ta Today's Zaman gazetesinde yayımlanan röportajında da hükümeti eleştiren açıklamalarda bulunmuş, "Hükümet, yolsuzluğun üzerini örtmek için Hizmet'i hedef haline getirdi." ifadelerini kullanmıştı. Destekleme kurulu kararlarındaki ‘zamanlaması manidar' bir başka karar da Demirkubuz'un yanı sıra özellikle Emek Sineması protestolarında ön saflarda yer alan Erden Kıral ile İsmail Güneş'in projelerine de destek verilmemesi. Kurul, bu üç yönetmenin projelerinin "yeniden başvurulması halinde bir sonraki Kurul gündemine alınarak değerlendirilmesine" karar verdi. Desteklenen projeler arasında yönetmenliğini Yeşilçam'ın yıldızlarından Hülya Koçyiğit'in yaptığı “Varoşta Kadın Olmak” adlı proje de bulunuyor. Nalan Türkeli'nin otobiyografik romanından uyarlanacak proje 400 bin TL destek alacak. Ayrıca oyuncu Mustafa Uzunyılmaz'ın ilk yönetmenlik denemesi ‘Saklı Korkular' da 250 bin TL para desteğiyle listede yerini aldı. Sinema Genel Müdürlüğü'nün internet sitesinde önceki gün açıklanan bu kararlar, akıllara geçtiğimiz aralık ayında yapılan yönetmelik değişikliğini getirdi. Senaryo değişikliklerinin bakanlık onayına sunulması, destek alan filmlerin vizyona girmemesi halinde desteğin geri talep edilmesi, iki defa reddedilen bir projenin bir daha destek başvurusunda bulunamaması gibi yeni ‘şartlar' getiren yönetmelik değişikliği, sinemacıları zor durumda bırakacak maddeler içeriyordu. 26 Aralık 2013 tarihinde ‘Sinema Filmlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik' değişikliğine dair bu sayfalarda şöyle demiştik: "Yönetmelikte yapılan değişiklikler, sinemacılardan yeni şartlar talep ediyor. Sinemamızın temel sorunlarına çare olmaktan uzak görünen yeni yönetmelik, keyfî uygulamaların önünü açmaya müsait." Anlaşılan, bu ‘keyfîlik' çok geçmeden kendini göstermeye başladı. Keyfî kararlara yol açacağını tahmin etsek de görünen o ki, bir konuda yanılmışız. Yönetmelik değişikliğinin ‘büyük' yönetmenlere pek dokunmayacak şartlar içerdiğini düşünmüş ve şöyle bir yorum yapmıştık: "Destekleme Kurulu'nun Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Derviş Zaim ya da Yeşim Ustaoğlu gibi yönetmenleri geri çevirmesi zaten başlı başına bir skandala yol açar. Ancak yönetmelik değişikliğindeki ‘vizyona girme' şartı, bakanlık desteğini alıp ilk filmini çeken onlarca genç yönetmeni doğrudan ilgilendiriyor. Ülkemizde dağıtım kanallarındaki sıkıntılar malumken destek alan filmlere getirilen vizyon şartı pek çok sinemacıyı zorda bırakacak." Dün açıklanan kararlarda Zeki Demirkubuz, Erden Kıral ve İsmail Güneş gibi yönetmenlerin projelerinin reddedildiğini görünce meselenin ‘küçük' ya da ‘büyük' yönetmen olmadığı, keyfî uygulamaların vizyonu beklemeden henüz yapım aşamasında devreye girdiğini gösteriyor. Elbette bu konuda resmî bir açıklama yok. Herhalde Sinema Destekleme Kurulu ya da Sinema Genel Müdürlüğü bu konuda sinema sektörünün içini ferahlatacak bir açıklama yapacaktır. Ancak siyasî baskının hemen her alanda kendini hissettirdiği bir ortamda bu kararlar, "Muhalif kimliğiyle bilinen ve zaten zor şartlarda, kıt imkânlarla film çeken yönetmenler bu şekilde cezalandırılıyor mu?" sorusunu akıllara getiriyor. Umarız, medyada iyice ayyuka çıkan ‘havuç-sopa' taktiği sinema sektörüne uyarlanmaz. Aksi halde, son 10 yılda Türk sinemasının dünyada yakaladığı yükseliş, bizatihi buna vesile olanlar eliyle engellenmiş olur. Bağımsız sinemamızın en önemli maddî kaynaklarından olan ve nihayetinde sinema seyircisinden alından rüsum vergisiyle, yani halkın parasıyla dağıtılan bu desteğin siyasî hesaplara kurban edilmeyeceğine inanmak durumundayız. Yaşamakta olduğumuz süreçte bir hayli naif kaçsa da, sanatın diğer alanlarında ve özellikle medyada yaşanan bu tür uygulamaların hiç olmazsa sinemada yaşanmayacağını ümit ediyoruz. İnanmaktan ve ümit etmekten başka bir ‘çaremiz' de yok zaten...Sinema Destekleme Kurulu’ndan destek alan projeler:1. Kadir ve Kardeşleri (Liman Film, Nadir Öperli): 510 bin TL2. Fareyi Öldürmek (De Yapımcılık): 400 bin TL3. Benimle Var mısın? (İnterfilm): 400 bin TL4. Varoşta Kadın Olmak (Gülşah Film): 400 bin TL5. Zer (Yapım 13): 400 bin TL6. Ayaz (Tiyatro Yeniden): 350 bin TL7. Kasabada Barış (Pati Film): 350 bin TL8. Martıların Efendisi (Saat Prodüksiyon): 350 bin TL9. Mezarcı (Kuzey Film): 350 bin TL10. Siyah Karga (MTA Film): 350 bin TL11. Ağlayan Gitar (Gala Ajans): 300 bin TL12. Düş Kırgınları (Ağustos Reklam Ajansı): 300 bin TL13. Mavi Mektup (Sencer Film): 300 bin TL14. Küçük Hafız (Herşey Film): 300 bin TL15. Aşktan da Üstün (Selay Film) 300 bin TL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder