18 Mart 2014 Salı

Mozaikler şehri Antakya’daki ilk keşifler

Antakya Harbiye’de çekilen yukarıdaki fotoğraf, Princeton Üniversitesi arşivlerine 1937 yılında girmiş.Üniversitesinin arşivinde bölgeyle ilgili daha pek çok kare bulunuyor. Antakya’daki ilk arkelojik kazıları anlatan bu tarihi fotoğrafların bir kısmını 20 Nisan’a kadar AnaMed’de görebilirsiniz.Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz Dakar isimli yaşlı amca, 1900’lü yılların başında Antakya’nın Harbiye ilçesinde yaşıyordu. Belli ki dinlenmek için bir zeytin ağacının dibini seçmiş ve oturduğu gölgelik ona bugün Hatay Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen 10x18 boyutlarındaki o dev mozaiği hediye etmiş. Beşinci yüzyıla tarihlenen, çiçek desenleriyle süslenmiş mozaiğin ortasında, boynunun etrafı Pers kraliyet ailesinin sembolü olan kırmızı kurdelelerle süslenmiş bir aslan bulunuyor. Bu fotoğraf, Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji bölümünün arşivine 13 Mayıs 1937’de girmiş. Üniversitenin arşivinde Antakya’daki mozaiklerle ilgili daha pek çok fotoğraf yer alıyor. Çünkü Antakya’daki ilk arkeolojik kazılar Princeton Üniversitesi tarafından 1932-1939 yılları arasında yapıldı. Bu tarihi fotoğrafların bir kısmını 20 Nisan’a kadar İstanbul’da görmek mümkün. Beyoğlu’ndaki Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde (AnaMed) açılan “Asi’deki Antakya, Mozaikler Şehrinde İlk Araştırmalar” sergisinde, Antakya’daki ilk arkeolojik kazı çalışmalarına ait fotoğraflar yer alıyor. Kazılar sırasında Roma dönemi zenginlerinin yaşadığı Harbiye’deki evlerin kalıntılarından görkemli mozaikler çıkarılmış.Kazı videosu da sergideMurat Akar’ın küratörlüğünü üstlendiği sergide, Helenistik Doğu’nun önemli siyasal ve kültürel merkezlerinden ve Roma İmparatorluğu’nun büyük metropollerinden biri olan Antakya’nın en parlak dönemine ait bulguların ortaya çıkarılma öyküsü anlatılıyor. Sekiz sezon süren kazı çalışması, gerçekleştirildiği yıllarda, bölgedeki en kapsamlı araştırma olarak biliniyor. Sergi ayrıca o yıllardaki kazı yöntemleri ve arşivleme teknikleri hakkında dikkat çeken ipuçları veriyor. Kazı günlükleri ışığında hazırlanan sergideki fotoğraflara Princeton Üniversitesi Kazı Komitesi tarafından hazırlanmış bir video da eşlik ediyor. Pek çoğu bugün tamamen değişmiş kıyafet tarzları, sokak manzaraları ve peyzajı belgeleyen görüntüler, 1930’lardaki Antakya kent yaşamını yansıtıyor. Fotoğrafların hepsinde ayrı bir hikâye gizli. Kazının Filistinli fotoğrafçısı Fadeel Nasser Saba bile, Bizans dönemine ait villanın zengin mozaiklerini fotoğraflamak üzere mozaiğin üzerine kurulan iskelenin en tepesine çıkıyor ve kendisi de başka bir makineye o anı belgelettiriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder