22 Aralık 2015 Salı

Sokağa çıkamayan çocukların hikâyesini çekti

Dünya sinemasından çok sayıda bağımsız filmi bir araya getiren !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, bu yıl bir ilke imza attı. 18 Şubat'ta başlayacak festivale günler kala programda yer alan ‘Azad' adlı kısa film, geçtiğimiz perşembe günü internet üzerinden paylaşıldı. Gündemdeki sokağa çıkma yasaklarına bir çocuğun gözünden bakan ‘Azad' adlı kısa filmi üç günde 83 bin kişi izledi.

Harabeye dönen evler, öğretmensiz okullar ve kepenk kapatmış dükkânlar arasında ne kadar süreceği bilinmeyen bir bekleyiş devam ediyor. Çatışma seslerine her gün sokağa çıkma yasakları da ekleniyor. Giderek artan bu sıkıntılar farklı bir coğrafyada değil, Türkiye'nin doğu illerinde yaşanıyor. Yönetmen Yakup Tekintangaç'ın çektiği ‘Azad' adlı kısa film de bu sorunlara bir çocuğun gözüyle bakıyor. 18 Şubat'ta başlayacak 15. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, bölgede yaşanan sokağa çıkma yasakları gündemdeyken programına aldığı Azad'ı geçtiğimiz hafta internetten yayınlama kararı aldı. Seçkisindeki filmi günler önce internetten paylaşan festival ekibi, böylece bir ilke imza attı. 16 dakikalık filmin yayını üç günde 83 bin izleyiciye ulaştı.

Annesiyle birlikte İstanbul'a göç etmek zorunda kalan Azad'ın hikâyesi sokağa çıkma yasaklarıyla eve hapsolan insanların yaşadıklarını anlamaya odaklanıyor. Annesi, her gün işe gittiği için kapıyı Azad'ın üzerine kilitler. Tek başına kalan Azad, dört duvar arasında zaman geçirmenin yollarını aramaya başlar. Senaryonun yaşanmış bir hikâyeyle ortaya çıktığını söyleyen Yakup Tekintangaç, “İstanbul'a göç eden bir arkadaşım vardı. Çalışmak zorunda olduğu için çocuğu evde yalnız kalıyordu. Çocuğunun çok sevdiği ve tek eğlencesi olan bir enstrümanı vardı. Ama onu da komşulardan dolayı çalamadığını söylemişti. Anlatılanlar bana çok dokundu. Bir çocuğun oyuncağı yerine koyduğu enstrümanını çalamaması ve o dört duvar arasına sıkışması nasıl bir duygu olabilir diye çok düşündüm.” diyor.

‘AZAD', BASKIYA KARŞI BİR UMUT

Çekim sürecinde yasakların gündemde olmadığını dile getiren yönetmen, filmi geçen yıl çekmiş: “Filmi çekerken, bugün yaşanan sokağa çıkma yasakları söz konusu değildi. Filme denk gelmesi bize konunun ne kadar evrensel olabileceğini gösteriyor. Her an başımıza gelebileceğini de görmüş olduk. Açıkçası ‘Azad' ismini özellikle seçtim çünkü Azad, özgürlük demek. Çevremizde bu kadar özgürlük sorunu varken isimle yaşadıklarımızı ironik bir metaforla anlatmak istedim. Nice Azad'ları kaybediyoruz bu memlekette. İnsanları fiziksel olarak kısıtlayabilirsiniz ancak zihinsel olarak kısıtlayamazsınız. Azad, ülke olarak yaşadığımız baskıya karşı bir umut.”

Yakup Tekintangaç, filmi yaparken Kürtçe bilen bir çocuk bulmakta zorlandığını söylüyor. En son, arkadaşının yeğenine bakmak için bir gün Esenyurt'a gider. Sokakta etrafını çocuklar sarınca onları deneme çekimine almaya karar verir. Sonrasını yönetmenden dinliyoruz: “O sırada uzaktan Fenerbahçe forması giymiş bir çocuk geldi. Kameranın önüne geçti ve birden şarkı söyleyip halay çekmeye başladı. Filmde müzik çok önemliydi. Onu seçtim ve Azad'la hiç prova almadım. Öğretmen olmamın verdiği bir avantaj da vardı. Seti onun için oyuna çevirdim.”

Araba parasını filme yatırdı

Daha önce ‘Qapsûl' ve ‘Polistan' adlı iki kısa film çeken 1980 doğumlu Yakup Tekintangaç, aslında kimya öğretmeni. Yaz tatillerinde film çeken yönetmen, sinemaya İstanbul'da devam etmek için Van'dan tayinini istediğini dile getiriyor. Tekintangaç, Azad'ı öğretmen maaşıyla çekmiş. Genç yönetmen, çekim sürecini şöyle anlatıyor: “Projeyi tamamladıktan sonra Kültür Bakanlığı'ndan destek aldım. O yaz bir buçuk ayım mekân bakmakla geçti. Bir gün Kasımpaşa'da satılığa çıkarılmış boş bir ev buldum. Sahibini ikna ettim ve birkaç aylığına evi kiraladım. Bakanlıktan aldığım destekle ancak ekipmanları ayarlayabilmiştim. Ev bomboştu ve içini eşyalarla döşemek için para gerekiyordu. Ben de araba almak için biriktirdiğim parayı kullandım.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder